İNADINA SEVDAMIZ  

/Şiar Can

(Şiirler ve güncel makaleler...)

Sanatçı, beslendiği kaynağı olduğu yerde bırakmayan; başka yerlere, tenden serlere taşıyandır. Sanat paylaşımdır.

İnsanlaşmadır!...İnsanlığın paylaşımcı kültür imecesini bozanlar her daim olagelmiştir. Sanatçı ,hele ki ‘aydınım’ diyenlerin ayağı toprağa basmalı, ekini işlemeli, toplumunu yaşamalı... Derdini, sevincini, erincini solumalı. İnsani olmayan boşlukta çürür. Boş, soyut kelam muğlakta yürür.

Şiirimin, bestelerimin ,öykülerimin kökü memleket topraklarındadır. Ama,  dallarıyla tüm yer küreye (doğuya, batıya, kuzeye, güneye) ve O toprakların üzerinde kurulmuş medeniyetlere uzanmaktır muradım. İnsanlık, yaranlık, yarenlik  dedim, dedik, yürüyüş eyledik...

Nazım gibi ovaların, Dadaloğlu vari dağların, Yunus timsali Sevginin, Pir Sultan ve Şeyh Bedrettin misali haykırışın simgesi olmağa, erişmeğe, irişmeğe çalıştım hep. Önüme çıkan düzinelerce engerekler pahasına. Yılmadan, yüksünmeden...!

Kerem ile Aslı’nın, Şirin ile Ferhat’ın sevda kavramlarını çağdaş bir yorumla  ego’dan, ’Özgeciliğe’ genişleterek yeni yeni bir ‘Sentez’ yaratabilmenin sanatını işlemeye çalıştık, mücadelesini verdim, verdik... Sanat kültür tezgahında ilmik ilmik, nakış nakış işleyebilmek için yoğun, tempolu çalışmalarla didindik. Ferhat’ın salt Şirin’i için değil; gerçeğe , ereğe, sevgiye susamış beşeriyeti, suya kavuşturmak için demirdağları delmesi işlevidir sevdamız, davamız, devamız...Umutsuz, hayali bir sevda yerine; karanlıkları aydınlığa çıkarmak için yanıp kül olmak...Bedrettin’in, Mansur  yolunda şan ve can verdiği eylemlilikle bütünleşmek...Daha, birçok sözü ’Öz’e katmış, kültür mozaikini evrensellikle kucaklaştırmanın; Sanat-kültür, yazın ve mücadele yaşamının yörüngesi, Şiar’ı olma uğraşını verdim.. Sevdaya, umuda, dostluğa, barış ve paylaşıma susamış insanlığa yaşam bulağından-çeşmesinden avuç avuç su sunabilmektir. İçebilmeltir kana kana, susadığım sevda aşkına...

Sanatçı, beslendiği, esinlendiği kaynağı kurutmayan, taşandır. Dahası, İnsana can; cana aşiyandır. Bazı balıklar doğurmak için doğdukları yere dönerler. Gerçek, çok yönlü sanatçı da, hem doğduğu, hem de doyduğu küreyi; sosyal-toplumsal, sanatsal ve kültürel olarak evrenle bütünleştirerek ‘üç’lü saç ayağında buluşmalı, buluşturmalı. Her sanat dalı ve sanatçı tek ve benzersiz; ama İnsanlık tüm olmalıdır. Sanat, insanı başkaları ile buluşturmak, paylaştırmaktır, digergamlıktır. Birçok sanatçı ve yazarım(?) diyenler ateşi su  ile söndürürken; suyu ateşle söndürme sanatını işliyorum, işliyoruz!...

Mesele, yaşarken ölü sanatçı, yazar olmamaktır. Omurgasız aydınlar yarım ay misali; alaca ışığıyla lekelese de yaşamı ,onuru...Haydi, sallayalım kültür, sanat gemisini...Ki, ekin-deniz dalgaları büyüsün... Yaşam ve doğa insana, sanata cevizi sunar. Ama, mesele kabuğu kırabilmektir. Dar, fasit daireği aşabilmektir. Herkesin, oynayıp eğlendiği, ama kıymet vermediyi; pörsüdüğünde ‘bir kenara attığı’ oyuncak durumuna düşmemek için... Oyuncak sanatçı ve yazar olmamak gerek.Yani, bulancak adam değil; ‘adam gibi adam’ olmak gerek...

Nice güzelliklerde ;işte, sevişte, havayı, davayı ve devayı beraber solumak ve yeni yapıtlarda yeniden buluşmak, yaşamı üleşmek adına!...Dostlukla, sevgiyle...

Şiar Can

‘Şah Turna Kültür ve Sanat Evi’Direktörü(Almanya-Berlin)

ŞahTurna Kultur und Kunst Haus e.V. Direktor

[Geri dön]